- Milli takım için yazdığınız şarkıyla başlayalım. Teklif onlardan mı geldi?
Türkiye - Yunanistan maçına gitmiştim. Genelde o tür maçları kaçırmıyorum. Maç sonunda hem Fatih Hoca’ya (Terim) hem de arkadaşlara merhaba demek istedim. Soyunma odasında imzalı forma hediye ettiler. O jestin üzerine çok eski bir Ayna şarkısı olan ‘Akdeniz’i yeniden besteledim. Gruptan arkadaşlarımla sözlerini yazdık ve okuduk. İstiyoruz ki Avrupa Şampiyonası’nda hep beraber söylenen şarkılardan biri olsun. Gönlümde tabii ki şampiyonluk kazanacak bir milli takım var.
- Sözleri yazarken neler hissettiniz?
Aklımda tamamen şampiyonluk vardı. Şarkıyı yazarken de, söylerken de çok mutlu olduk. Umarım futbolcuları da motive eder. Çocuklarla beraber okuduk, şarkıda stadyum tadı olsun istedik. Sözlerini yazarken bütün oyuncuların ismini geçirdik. Fatih Hoca’nın da adını geçirdim. Çok değerli bir spor hocası. Hem ülkemizde hem dünyada çok büyük başarılara imza atmış.
Dünyada, Türkiye’de çok karanlık günler yaşıyoruz. Milli yıldızların Avrupa’da sağlayacağı başarıların bu ülke insanlarını çok mutlu edeceğini, birleştireceğini, kara günlerde bize umut olacağını düşünüyorum. Sporun ve sanatın birleştirme özelliği var.
- Sırada neler var?
Ayna grubu olarak müzik çalışmalarına hiçbir zaman ara vermiyoruz. Ayna, biliyorsunuz büyük açık hava ve stadyum konserleri veren bir grup. Yaza doğru konserlere devam edeceğiz. Çanakkale Zaferi’nin 100’üncü yılıyla alakalı 45 dakikalık bir senfoni yazdık. Avustralya, Yeni Zelanda ve Türkiyedesteğiyle büyük bir senfoni orkestrasıyla hem Türkiye’de hem yurt dışında seslendireceğiz. Bir yılımı alan bir çalışma oldu. Besteyi ben yaptım.
Onun dışında ‘İçimde Akan Nehir’in soundtrack’ını çıkardık. Yeni şiir kitabım çıkacak. Üretmeye, yeni şarkılar yapmaya devam. Anlatılacak çok şey var. Geleceğe umutla bakmak istiyoruz. Bu karanlık, sıkıntılı günlerin bir an önce bitmesini temenni ediyoruz.
‘Yeni albüm geliyor’
- Bir yandan da Ayna’nın 20’nci yılını kutlamaya hazırlanıyorsunuz...
20’nci yılla alakalı grup arkadaşlarım aylar evvelden hazırlığa başladı. Sevdiğimiz, sahnede söylemekten zevk aldığımız şarkıları sil baştan yapıyorlar. O çalışma da bitmek üzere, 20’nci yıl albümü olarak çıkacak. Dünyada 2 bin 600’e yakın konser vermiş ve yıllardır yollarda olan bir grubuz. Ben çok şanslı bir müzisyen olarak addediyorum kendimi. Yıllar içinde çok iyi yol arkadaşı olduk. Ee tabii Ayna bizim için bir okul. Sadece şarkı ürettiğimiz ya da söylediğimiz bir müzik grubu değil... Şimdiye kadar Ayna olarak ürettiğimiz 360’a yakın şarkı var.
‘Sinemayı sevdim, devam edeceğim’
- Filminiz ‘İçimde Akan Nehir’ vizyona girdiği gibi kaldırıldı. Bu durum sizi sinemaya küstürdü mü?
Yok, küslük olabilir mi? Ben 20 yıldır sinemayla ilgileniyorum. Ama bambaşka bir endüstri tabii. ‘İçimde Akan Nehir’in senaryosunu yazdım, müzikleri için Budapeşte Senfoni Orkestrası’yla çalıştım. Filmimizi çektik, kurguladık. İnce eleyip sık dokuduk ama uygun salon bulamadık. Bir buçuk ay kadar gösterimde kaldı, az sayıda salonda gösterildi. Bazen bir şarkı yaparsınız, uzun yıllar sonra fark edilir. ‘Köyümün Yağmurları’nı yaptığımda iki yıl kimse dinlememişti mesela... ‘İçimde Akan Nehir’, içime sinen bir film oldu. Bu yaza doğru salon bulabildiğimiz takdirde tekrar sinemaseverlerle buluşturacağız. Sinemayı çok sevdim, devam etmeyi istiyorum.
- Yeni projeler var mı?
14 yıl evvel çalışmasına başladığım bir hikaye var. Mayıs gibi start vereceğiz. Senaryo, yönetmenliğin yanı sıra müziklerini de yaparım herhalde. Sürekli üretim halindeyiz.
- O filmde rol alacak mısınız?
Oynamayı düşünmüyorum. Oyunculuk deneyimim yok zaten, ilk tecrübem ‘İçimde Akan Nehir’ oldu.
- Oyunculuğunuzu beğendiniz mi peki?
Pek beğendiğimi söyleyemem ama izleyenler öyle demiyor, gayet başarılı olduğumu söylüyor. Ama iyinin çok daha iyisi vardır.
Ya çok seveceğiniz, ya nefret edeceğiniz bir film
YORUMLAR