ULAŞTIRMA BAKANLIĞI’NDAN YASAK SONRASI SÜRPRİZ TEKLİF

ULAŞTIRMA BAKANLIĞI'NDAN YASAK SONRASI SÜRPRİZ TEKLİF

ULAŞTIRMA BAKANLIĞI'NDAN YASAK SONRASI SÜRPRİZ TEKLİF

23 Mart 2017 - 09:44

ABD’nin Ulaştırma Güvenlik Dairesi (TSA) kanalıyla, Türkiye dahil 8 Müslüman ülke havalimanından, Amerika ve İngiltere’ye yapılan direkt uçuşlarda, yolcuların, cep telefonlarından büyük elektronik cihazlarını kabine almalarını yasaklayan kararın kaldırılması için dün Ankara’da yoğun bir trafik yaşandı. Ama henüz bir netice yok.
Gazete Habertürk Yazarı Güntay Şimşek'in köşe yazısına göre, öte yandan ABD’nin yasağıyla ilgili olarak uluslararası prosedürler açısından sıkıntılar var. Mesela Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) varken, Amerika’nın ikili görüşmelerle belli ülkelere yasak getirmesi en önemli handikaplardan biri. Eğer uluslararası sivil hava trafiğini tehdit eden bir sorun varsa, ICAO neden devreye girmiyor? İstanbul’dan Amerika’ya direkt uçan Türk Hava Yolları (THY) yolcularıyla, aynı havalimanından, aynı güvenlik zincirinden geçerek ancak Avrupa aktarmalı uçan yolcular arasında nasıl bir fark olduğuna cevap verilmemesi yasağı tartışmalı hale getiriyor.
Ankara’da bulunan ABD’li TSA uzmanları, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden (SHGM) yetkililerle, 25 Mart’ta uygulamaya sokulacak elektronik eşya yasağının yöntemlerini tartışırken, Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı da Amerikan Büyükelçiliği’nde yasağın kaldırılması için görüşmelerde bulundu.
Türkiye’nin yasağın kaldırılması için tezi, “İstenilen tarama cihazlarını temin edelim, yasak uygulamaya konmasın” şeklinde özetlenebilir. Ama biraz geç kalınmış olabilir. Çünkü daha önce benzer endişeler sebebiyle, ABD’nin talebi doğrultusunda uçak altı bagajları 360 derece tarayan sistem kullanılmaya başlanmıştı. Bu cihazların hizmete sokulmasıyla birlikte de ABD’nin uçak altı bagajların güvenliği konusunda duyduğu endişeler ortadan kalkmıştı.
Şu an Atatürk Havalimanı’nda, Amerika seferi yapan uçakların altına yüklenen bagajlar, hastanelerdeki “tomografi” cihazına benzer bir sistemle taranarak yükleniyor. Öğrendiğim kadarıyla, Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri, “Bagajları 360 dereceyle tarayan bu tomografi cihazlarını, uçak içine alınan bagajların kontrolünde de kullanalım; yasağı kaldırın” teklifini götürmüşler. Bakalım ABD, bu teklife nasıl bir cevap verecek?
Ayrıca yaklaşık 3 ay önce Somali’de uçakta yaşanan hadise sonrası ABD’den Ulaştırma Bakanlığı’na uçak içine alınan bagajların güvenlik sorunuyla ilgili uyarı geldiğinin de altını çizeyim. İşte bu uyarı sonrasında, Atatürk Havalimanı’nda yolcu beraberindeki bilgisayar, iPad vb. cep telefonundan büyük elektronik cihazların, görevliler tarafından yolcuya açtırılıp çalıştırılarak kontrolü yapılmaya başlandı. Yine ICAO kuralları çerçevesinde, yolcuların % 60’ından ve beraberindeki eşyasından toz alınarak “patlayıcı iz dedektörü” olarak isimlendirilen ETD (explosive trace detection) cihazında teste tabi tutulmaya başlandı. Ulaştırma Bakanlığı, yasağın kaldırılması için yolcunun % 60’ını değil, % 100’ünü ETD’den geçirebileceğini de ABD’li yetkililere iletmiş.
Ulaştırma Bakanlığı’nın kabin içine alınan bagajların, uçak altında olduğu gibi “tomografi”den geçirilme teklifine ABD yetkilileri “evet” dese dahi bu cihazların 3 aydan önce Atatürk Havalimanı’na getirilip kurulması zor. Yolcuların tamamının ETD’den geçirilme teklifi en pratik çözüm gibi görünüyor, ama ABD bunu çözüm olarak görseydi, kendisi teklif ederdi.
Belki de ABD, aldığı yasak kararıyla, ilgili ülkelerin ve bundan etkilenecek şirketlerin belli bir süre sıkıntı yaşamasını istiyor. Ne zamana kadar? Yeni tarayıcı sistemler geliştirilip hizmete hazır hale getirilinceye dek. Yani asgari 6 ay.
Eğer ABD yetkilileri ve hassaten TSA, bazı ülkelerden yapılacak direkt uçuşlara getirdikleri elektronik cihaz yasağını, “güçlü terör tehditlerinin ticari uçaklara sızacağı tehlikesi” endişesine dayandırıyorsa, tüm havayolları için ICAO kanalıyla yeni güvenlik paketlerinin devreye girmesi için çaba göstermesi gerekmez miydi?
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, yasak için şu cümleyi kuruyor: “Belirtilen havaalanlarından güçlü terör tehditlerinin ticari uçaklara sızacağı tehlikesi nedeniyle bu karar alınmıştır.” Eğer terör tehdidi kapsamına ABD’ye direkt sefer yapan havayollarının yolcuları giriyorsa, aynı meydandan başka havayollarıyla ABD’ye transit yolculuk yapanlar da girer. Bunun direkti, endirekti olur mu? Ayrımı kim, neye göre yapacak? Ya da buradaki çifte standardın amacı nedir?
YASAK KARARI TÜRK TURİZMİNE DARBE VURABİLİR
Elektronik eşya yasağı özellikle İstanbul turizmini olumsuz etkileyecek. Karar, uçak saatini beklerken kenti gezen 615 bin transit yolcuyu engelleyebilir
Turizm sektöründe yaşanan düşüşe bir darbe de kabin içi elektronik eşya yasağı kararından geldi. Türk Hava Yolları transit yolcuların İstanbul’u gezmesi adına özel bilet kampanyaları düzenlerken kabin içi yasak kararı THY dışında İstanbul turizmini de olumsuz etkileyebilir.
Gazete Habertürk'ten Gökhan ARTAN'ın haberine göre, 2016 yılında toplam 62.7 milyon yolcunun 21 milyonu transit yolcudan oluşurken yasak kararı İstanbul’u gezen transit yolcu sayısını da vuracak. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre geçtiğimiz yıl Türkiye’yi günübirlik ziyaret edenlerin sayısı 615 bin olurken birçok transit yolcu İstanbul’u gezerek gidecekleri yere uçuyorlar. Türkiye’ye geçtiğimiz yıl gelen yabancıların yüzde 36’sı olan 9 milyon 217 bin kişi İstanbul’dan Türkiye’ye giriş yaptı. Transit yolcuların birçoğu aktarma uçağının saatini uzun tutarak İstanbul’u gezmeyi tercih ediyor.
17 BİN YOLCU DA TURA KATILIYOR
Transit yolcuların bir kısmı da özel tur programlarına katılıyor. THY transit yolcuların İstanbul’u gezmesi için özel bilet kampanyaları ve miniport gibi bagajsız gezme düzenlemeleri dışında İngilizce rehber eşliğinde ücretsiz şehir turu “TourIstanbul” da düzenliyor. TourIstanbul’a yılda 17 bin kişi katılıyordu.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x